Archive for Şubat 2013

Hayata Dair

Can yeleğimiz olmadığı halde sinirli bir ırmağın sularında yüzülürken, başkasına can yeleği uzatma isteğine benziyor hayatımız. İyi insan olma dürtülerimiz bizi yalnız bırakmasalar da, bizim can yeleğimiz yok ki başkasının canını kurtarabilelim. O yüzden her koyun kendi bacağından asılıyor, o yüzden çocuklarımıza birey olabilmelerini ve ayakta durabilmelerini öğretmeye çalışıyoruz.

Modern yaşam vaktimizi fazlasıyla çalıp, bizi kendi hapishanelere tıkan bir yargıç gibi. Bir çocuk en geç 6 yaşından önce okula gitmeye başlıyor ve böylece hayata hazırlanma evresi de burada start alıyor. 6 yaşında okula gitmeye başlayan bir çocuk, 24-25 yaşında yüksek lisansını da yapmış bir biçimde hayata hazır hale getiriliyor. En azından yapılmaya çalışılan bu. Eğitim şartları ve yaşama olan ilgi eski çağlara göre çok ilerlemiş bir durumda. Fakat ters giden bir şeyler olabilir mi?

Büyük bilgin ve filozofları geride bırakmış gibi görünüyoruz. Dünya çok daha yaşanmaz bir hal almış durumda. Biliyorum bu çok klişe bir tabir, lakin bunun aksini ne yazık ki iddia edemiyoruz. Ayağımıza vurulmuş prangalarla bir ömrü çürütürken, Sibirya'ya sürülmüş bir Çarlık Rusyası mujiğinden en ufak bir farkımız yok. Hayatı dışarda değil, okullarda öğreniyoruz. İnsanlarla kitaplarda tanışırken, sosyal medya aracılığı ile iletişim kuruyoruz. Artık kadınlar erkekler için, erkekler de kadınlar için daha ulaşılmazlar. Bir o kadar da daha kolay ulaşılabilir haldeler. Öncesinde böyle olduğunu, en azından bu kadar karmaşık olduğunu sanmıyorum.

Modern zamanların kendisini özgür sanan birer kölesinden öte bir yaşantımız ne yazık kı yok. Benim burada bu lakırtıları etmem de hayatımda ya da hayatımızda bir şeyleri değiştirebilecek bir güce muktedir değiller. Hepimizin kalbinden geçen bir örümcek ağı var. Görünmez ve ince olduğu kadar, güçlü ve koparılamaz bir ağ. Bu hayata bu ağ ile tutunuyoruz. Erzurum'un herhangi bir köyünde yaşayan İsmail Amca ile İstanbul'un en pahalı yalısında yaşayan beyefendinin kalbinden geçen ağdan bahsediyorum. Hepimizinki aynı, hepimizi aynı yere bağlıyor. Hayatını boşa harcayan koca bir sürüden ne yazık ki farksızız.

Beylik laflar edip insan hayatını kötülerken benim de farklı bir hayat yaşadığım düşünülmesin. Benim kalbimden de aynı ağ, aynı güçlülük ve kararlılıkla geçmektedir.Peki bu hayatı değiştirmek için neler yapmak gerekir? Bu bahsettiğim örümcek ağının zayıf bir noktası var ve biz bu ağı kopararak yeni bir yaşam oluşturabilir miyiz?

Her şeyin başı düşünmektir. Düşünmenin disiplini ve sınırı olmamalıdır. Ben de düşünüyorum fakat için içerisinden çıkabilmiş değilim.

Yorum Yok