Archive for Ocak 2016

Bok

Ekselansları entelijansiyanın mahrum olduğu zevklerden yakındılar ve evet, haklıydılar. Şöyle buyurdular:

- Ah gözü kör olmayasıca entelijansiya. Fularımın renginde boğulası avam aşıklarına mı dönüşüyoruz yoksa? Nedir bu ilkel birliktelik dürtüsü? Kuzum, insan insana aşık mı olur hiç? Yüce duygular böyle alçakça kirletilmemeli! Müzikler ruhsuz, tablolar arabesk ve tiyatro çok salaş. Eski entelijansiyanın bilgeliği bulaşmamış sizlere ve bu yüzden zevksinizsiniz; gelin şöyle sizi eğiteceğim. Sizleri zevk sahibi kılacağım.

Ve ekselansları bizi eğittiler ve bizi zevk sahibi kıldılar. İçinden bok çıkan varlıkların birbirlerine aşık olmasının saçmalığını çözümlediğimizde ve bunu özümsediğimizde anladık ki, bizler de birer bokuz. Bokun boka sevdasının götü boklu yaratıkları olarak kendimizden utandık. Ayrışıyoruz, bölünüyoruz, uzaklaşıyoruz. Bohem yaşamın sevdasında fethedilmemiş ütopyalar yaratan ekselanslarının askerleriyiz.

Giydiğimiz kürkler yetersiz, daha fazla giyineceğiz. Kimse özümüzü görmemeli, kapanmalıyız. Yetmemeli yaratmalar, yeni boşluklara farklı anlamlar kazandırmalıyız. Ekselanslarının buyurduğu gibi, daha da doldurmalıyız yaşamı. O saf, o çıplak ve o evrimini tamamlayamamış eksik atamızı uyandırıp seyrettirmeliyiz halimizi. Biraz da o anlatmalı bize:

- Gua gua abua, ogo ogo nigaga!

Yorum Yok