Kadeh

Önce tatlı bir hayal, sonra büyük bir düş kırıklığı ve sonunda buz gibi bir realite. Hep iyi olacak diye bir umudun peşinden koştunuz mu siz? Ben koştum...

Hepsinde de bir boşluk ve hepsinde de bir yitirilmişlik var. Neler kaybetmedik ki? Bir Neşet türküsünde nota, bir Müslüm şarkısında makam yitirdik. Hep bir yalnızlık ve hep bir hüzün düştü payımıza. Üç otuz para etmeyecek ibnelerin halinden anladık da, ağızlarından boşalan salyalara kurban edildik. Siz kimdiniz sahi, kim olabilirdiniz? Piç cahilliklerinizle büyük fikirleri yenebildiğinizi sandınız, oysa koskoca bir bok böceğinden farksızdınız.

Ey zamanı yaşayıp bizleri yokluğunla sınayan Tanrı, yokluğundan o kadar eminim ki, var olsan bile varlığından utanırsın. Yine de sana sesleniyorum, yine de sana çatıyorum:

Gel hey güzel yarınların sarhoş tanrısı,

Gel hey meze ol şarabımın tortusuna!

Varlığın ne ola ki, yokluğun ne olmuş, 

Gel, var olmasan da Tanrısın yokluklar ülkesinde. 

Yorum Yaz