Ankara Sıkılmışlığı IX

Uyandığında gün çoktan ikindi olmuştu. Telefonuna baktı ve tahmin ettiği gibi Alper'den olan 3 cevapsız aramayı gördü. Televizyonun karşısında uyumuştu yine. Alper'i arayıp hasta olduğunu, gece uyuyamadığını ve telefonu da duymadığını söyledi. Alper, Yunus'a 2 gün daha izin verdi ve bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sordu. Yunus bir şeye ihtiyacı olmadığını ama bir işçiyle büronun otoparkında kalan arabasını yollamasını istedi. 1 saat içerisinde arabayı getirmişti bir işçi.

Araba gelince Yunus da dışarıya çıkıp bir şeyler yemeye karar verdi. Bir esnaf lokantasında çorba içtikten sonra arabayla amaçsızsa Ankara sokaklarında dolandı. Sonra aklına Leyla geldi. Eğer Leyla'yı bulursa bir şekilde Ceyda'nın da izini bulabileceğini bildiğinden, aceleyle arabasını Leyla'nın çalıştığı eczaneye doğru sürmeye başladı. Eczane Vedat Dalokay Caddesi'ndeydi.

Eczanedeki kalabalığı görünce şaşırdı önce Yunus ama içeriye herhangi bir müşteri gibi girip Leyla'dan ağrı kesici istedi. Leyla, Yunus'u önce tanımadı fakat Yunus "Leyla, beni tanımadın mı?" deyince çıkartabildi Yunus'u. Özel bir şey soracağını ve müsait olup olmadığını sordu Leyla'ya. Leyla müsait olduğunu söyleyip dışarı çıkmayı ve birer sigara içmeyi teklif etti. Yunus, aklında Ceyda ile ilgili ne kadar soru varsa sordu ama en az 6 aydır Leyla ile Ceyda görüşmemişlerdi. Yine de Ceyda'nın evlenip boşandığını, şimdi bir sigorta şirketinde çalıştığını ve annesi ile babasının trafik kazasında vefat etmesinden sonra küçük kardeşine baktığını öğrendi. Maddi olarak çok zorluk çekiyordu Ceyda ve bu Yunus'u çok üzdü. Leyla'ya onu nerede bulabileceğini sordu ve bir adres aldı.

Büyük bir heyecanla Etimesgut'a gidiyordu, Ceyda oraya taşınmıştı. Ceyda işte bile olsa kardeşine not bırakıp kendisini aramasını isteyebilirdi. Bu Ceyda ile yüzyüze görüşmekten daha basit geliyordu kendisine ve rahatlatıyordu da. Adresi birkaç kez taksicilere sorarak anca bulabildi. Ceyda'nın oturduğu binaya ulaşınca heyecanla arabadan indi ve binanın içerisine daldı. Zile bastı ama açan olmadı. Birkaç dakika bekledikten sonra yan dairenin ziline basarak Ceyda ve kardeşini sordu. Uzun bir kimsin-nesin sorgusuna muhattap olduktan sonra Ceyda'nın oradan taşındığını öğrendi. Komşusu nereye taşındığını bilmiyordu ve "En iyisi mi sen muhtara sor evladım" dedi.

Muhtarlığa vardığında muhtar ve bir arkadaşı içeride tavla oynuyorlardı. Yunus derdini anlattı. Muhtar isteksiz bir şekilde yakın gözlüklerini takıp acemi hareketlerle bilgisayarın klavyesinde Ceyda'nın ismini yazdı. Yunus kalp krizi geçirecekti neredeyse. "Adresleri aynı görünüyor, herhangi bir adres değişikliğini bildirmemişler" dedi. Yunus onları tanıyan birilerinin olup olmadığını sordu ama muhtar "1 yıldır burada yaşıyordu zaten, pek kimseyle konuşmazdı. İşe gidip gelirdi." deyince Yunus "Peki, kardeşi? Öğretmeni falan tanıyordur en azından" dedi. Muhtar Ceyda'nın kardeşi olmadığını, onun burada tek başına yaşadığını söyledi.

Yunus büyük bir hayal kırıklığı ile mahalleden ayrıldı ve eve dönerken de Eskişehir yolunda akşam trafiğine yakalandı. Eve gitmek neredeyse 2 saatini almıştı ve eve geldiğinde bitkindi. Bir pide söyledi eve varınca ve ocağa da çay koydu. Ceyda'yı ne pahasına olursa olsun bulacak ve bir daha asla içki içmeyecekti. İşini kaybetmeye ve yine çöplüğe gömülmeye razı değildi.


Etiketler: , , , , , .

Yorum Yaz